ŞÜKÜR

 

Nalan kahvesini alıp balkona çıktı. Denizden esen ılık rüzgar saçlarını dalgalandırdı. Kahvesinden bir yudum aldı. Kahveden çıkan buhar gözlüklerini buğulandırdı. Kendi kendine tebessüm etti. "Çok şükür," dedi. "Rabbim, verdiklerine de vermediklerine de çok şükür." Ya gözümde gözlük olmasaydı, hep önümü böyle bulanık görüyor olacaktım diye düşündü. Masanın yanındaki peçete ile gözlüğünü sildi. Telefona gelen mesajlara baktı. Sibel’den mesaj gelmişti. Öğlenden sonra kahve için uğrayacağını yazmıştı. 

Şükür


Sibel ile eski arkadaştılar. Birbirlerine nazları geçerdi. Dertlerini paylaşırlardı. Ama bu aralar Sibel iyice şikâyetçi, memnuniyetsiz biri olup çıkmıştı. İnsanoğlu ne kadar nankördü. Hayatta sahip oldukları onca imkana rağmen, kiminle konuşsa herkes geçim sıkıntısından şikayet ediyordu. Geçim derdi olmasa bile insanlar şikayet edecek bir şey buluyorlardı. İnsanlar tatminsiz oldukları için mutsuzlardı aynı zamanda. Arkadaşı Sibel de bunlardan biri olmuştu. Ne zaman bir araya gelseler hep bir şeylerden şikayet etmeye başlamıştı. Eskisi gibi mutlu değildi. Nalan onun için çok üzülüyordu. Bu sefer geldiğinde onunla iyice konuşmaya karar verdi. Kahvesinden bir yudum daha aldı. Bunları düşünürken kahvesi soğumuştu. Çalan kapının sesiyle yerinden kalktı. Sibel gelmişti.

Biraz hasbihal ettiler Sibel'le. Çoluk çocuk derken, Sibel yine hayatından şikayet etmeye başlamıştı. Hayatın çok pahalı olduğundan, artık geçinemediklerinden, kaç senedir tatil yüzü görmediklerinden, sürekli çalıştıklarından yakınıyordu. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de çocukların onu çok yorduğundan bahsediyordu. 

"Ömür hep böyle mi geçecek, hiç mi rahat yüzü göremeyeceğiz kuzum?"

"Mutlu olmak bizim de hakkımız değil mi?" diye bitirdi konuşmasını. Nalan elindeki işten kafasını kaldırıp gözlüğünün üstünden baktı.

"Bakma bana öyle!" dedi Sibel. "Şimdi "şükret!"diyeceğini biliyorum. Seninle de ağız tadıyla bir dertleșilmiyor." diyerek sitem etti. 

"Haklısın. Hayat pahalı, geçim zor." dedi Nalan. "Ama hayatta kolay olan ne ile karşılaştın?" diye sordu. Cevap vermesini beklemeden devam etti. "Hep elinde olmayana bakıyorsun, biraz da elindekilere baksan nasıl olur? Eminim şimdiki halinden daha mutlu olursun."

"Ahh, hayatımda olumlu ne var ki? Nereye baksam problem!" dedi Sibel.

Nalan devam etti. "Akşam çocukların sağ salim eve geliyor mu? Gelebilecekleri evleri var mı? Dışarısı soğuk olduğu halde evin sıcak mı? Hadi onları geçtim gözün, kulağın, vücudun tam mı? Bak şu an Gazze'ye. Ne evlatları kaldı ne de başlarını sokacak evleri. Çocukların kolu, bacağı yok, çoğu yetim kaldı. Hiç düşündün mü bu kadar yokluğun içinde nasıl hala mutlular? Kaç kişiden bir isyan, bir şikayet duydun? Bu hiç garip gelmedi mi sana? İşte şükür böyle bir şey. Şükür, insanın elindekiyle tatmin olmasıdır. Bu da insanı mutlu yapar."

Nalan lafını bitirir bitirmez Sibel hemen, "Yok o zaman." dedi. "Böyle elimiz bağlı oturup hareket etmeyelim mi?"

"Yok Sibelciğim," dedi Nalan ve devam etti "her zaman daha iyisini elde etmek için çalışacağız elbette. Ama bize verileni de yok saymayacağız. Şöyle düşün: Oğlun senden tatlı istedi. Sen de "Tamam" dedin. O gün işin çıktı, yapamadın. Oğlun da yemeğin ardından tatlı göremeyince kızdı. Karnı tok olduğu halde söylenmeye, şikayet etmeye başladı. Karnı tok olduğu halde mutsuz oldu. Hem de evdeki herkesin tadını kaçırdı. Ne oldu? Kim, ne elde etti? Sadece huzursuzluk çıkmış oldu. Bunun yerine karnı doyduğu için mutlu olsaydı, her şey daha iyi olmayacak mıydı? Belki sen hemen o arada kolay bir tatlı yapacaktın oğluna. 

Ama maalesef, kendine yapılan iyiliği göremeyen insan, bunu hemen hemen hayatın her bölümünde yapıyor. Kişi nankörleştikçe, bunu yalnız etrafındakilere karşı değil, ona her şeyi verene karşı da yapıyor. Gerisini sen düşün artık." dedi.

Sibel kafasını öne eğdi. Gözleri doldu. "Haklısın, hiç böyle düşünmemiştim. Bundan sonra daha çok şükretmeye çalışacağım. Elimden geldiği kadar şikayet etmemeye çalışacağım." dedi.

Nalan bunu duyunca mutlu oldu. Arkadaşı için ümitlendi. "Şükür, insanı mutlu kılar. Böylelikle hayat daha güzel olmaya başlar. Bak, göreceksin şükrettikçe hayatın daha anlamlı olmaya başlayacak. "dedi.

Sibel saatine baktı. Oğlunun okuldan gelme saati yaklaşmıştı. Müsaade istedi. İki dost kucaklaşıp ayrıldılar. Nalan balkona çıkıp arkadaşının arkasından baktı. Arkasından güzel dualarını gönderdi.

"Keşke..." dedi içinden... İlk söylenenler ilk söylendiğinde anlaşılsaydı...


Yorum Gönder

17 Yorumlar

  1. Mutlu olmak da mutsuz olmak da insanın elinde, imkanlarda veya imkansızlıklarda değil...

    YanıtlaSil
  2. Seher Özlem Gedik24 Mayıs 2024 21:10

    Keşke insan şükrün önemini yeterimce kavrayabilseydi.. çok anlamlı bir yazı

    YanıtlaSil
  3. Merve Ay.. insan nankörleştikçe nasıl da verilene kör oluyor… sanki bunlar bize verilmek zorundaymış gibi zannetmek.. nasıl bir illüzyon

    YanıtlaSil
  4. Kaybetmeden elimizdekilerin, eksilmeden cebimizdekilerin, güç yetiremeden yetebildiğimiz şeylerin, zenginliklerimizin imkanlarımızın farkına varamıyoruz. Böylecede çok az teşekkür edip, çok daha az şükrediyoruz. Ne kadar çok zengin olduğumuzu farkedebilmek dileğiyle…

    YanıtlaSil
  5. Şükür niğmet artırır, şikayet dert artırır , ne güzel , anlamlı bir makale🤗

    YanıtlaSil
  6. Keşke ilk siylenilenler illk soylenildiginde anlaşılmazdı bazen birkaç defa duyulduğunda bile egoya carpip anlaşılmasi çık zor oluyor

    YanıtlaSil
  7. Dertleşmenin şikayet olduğunu anlamak çok kıymetli... Ve her şikayet ile insanin şükrünun azalmasi çok üzücü... Sukurler olsun sukur edebildigimiz icin... Ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  8. İnsan telaşlı olmasından mı acelecidir? Yoksa acele etmesinden dolayı mı telaşlıdır? Her hangisi olursa olsun bu yüzden algılayamaz anlayamaz olabilir mi yaşadıklarını… sana bi soru soruldu doğru yanıt ver ve geç git.. takılma rahat ol ve şükret… Her zaman bilmediğini bilen BİRi var…

    YanıtlaSil
  9. Ne güzel anlamışsınız sahip olduklarimizin kıymetini bilmek, şükür ne kadar önemli

    YanıtlaSil
  10. Şükür edebilmek için hep daha fazlasını istiyoruz... Hiç sahip olduklarımıza dönüp bakmak aklımıza gelmiyor... Düşünebilene her şey şükür sebebi olmaya başlıyor çok şükür...

    YanıtlaSil
  11. Keşke ilk söylenenler ilk söylendiğinde anlaşılsa.. İnsanın hayatında her başına gelene doğru tepki verebilmesinin sebebi.. Her şey anlaşılabilirken, insan olaya ve kişiye yanlış tepki verdiğinde kimi zaman nankör kişi zaman şikayetçi olur.. Oysa olumlu ve olumsuz da, her şeyde insan şükrü yakalayabilirse, o zaman anlıyor ne kıymetli ne kıymetsiz.. Ne değerli ne değersiz.. Aslında neydi avantaj neydi dezavantaj.. Neye üzülür neye üzülmez.. Şükür tüm soruların cevabı olan çok zor bir soru gibi hayatta..

    YanıtlaSil
  12. İnsan nasıl da RABbine nankör, şükredecek bilinç açıklığımız olsun... Emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  13. İnsan payına razı olmalı. Yoksa herşeyden şikayet etmeye başlıyor. Ve şükretmiyor.

    YanıtlaSil
  14. Şükredecek çok şeyimiz varken hep bizde olmayanları istememiz. Bizde olmayanlar olduğunda da şükretmiyoruz yine memnun olmuyoruz. Halbuki nefes alıyor olmak bile şükür sebebi...

    YanıtlaSil
  15. Şükür insanı mutlu kılar, insan şükrettikçe şükredeceği sebepler artar. Çok şükür bu bilgileri bizlere duyurana🤲

    YanıtlaSil
  16. İlişkilerde şikayet ettikçe daha da şikayet edecek olaylar ile karşılaşır insan keşke farkına varabilse .

    YanıtlaSil
  17. İnsan şükrettikçe şükür edecek şeyleri artıyor🌻

    YanıtlaSil