MERHABA PAZARTESİ!

Merhaba Pazartesi, artık diyete başlama zamanı. Ev-vet yine bir pazartesi geliyor ve yeni bir diyet günü başlıyor… Pazartesiye daha 3 gün var.  Tabii ki bu kararı herkes duymalı öyle değil mi? Heyecanımızı sosyal medyada bir paylaşalım bakalım. Diyet yapamazsın diyenler görsünler.

Ve çok gecikmeyen yorumlar;

“Şunu şöyle yap, bunu böyle yap, onu yeme bak karbonhidrat yasak, bunu yeme süt ürünü aman şekerden uzak dur, çok canın isterse bal ye.”

“Ay hayatım onların hepsini ben biliyorum zaten ama şekersiz duramıyorum, peynirsiz ise asla yapamıyorum. Niçin anlamıyorsunuz?”

Aslında pazartesi başlanan diyetlere büyük bir istekle başlarız. Çok şık, incecik olacağımız anların hayalini kurarız. 

Daha uygulamaya geçmeden niyetimizi herkese duyurmak bizi güçlendirmek yerine işimizi daha da zorlaştırır. O gün geldiğinde biraz motivasyonunu kaybeder, daha isteksiz hissederiz kendimizi…

İşte o pazartesi geldiğinde bilin bakalım Aysun’u bekleyen sürpriz neydi?

Daha ilk gün ve ilk saat, doğum günü partisi daveti aldı. Kuzeninin doğum gününü kutlamaya karar vermişti halası ve hayırı cevap olarak kabul etmiyordu. Oysa o çoktan her şeyi planlamıștı; iş çıkışı erkenden yemeğini yiyecek, yürüyüşünü yapacak, sakin bir akşam  geçirecekti hesapta... Ne diyecekti? Gelemiyorum çünkü diyetteyim mi? 

“Tamam giderim ya ne olabilir ki? Bir şey yemem, sadece soda içerim...Evet, evet  bunu yapabilirim.” Diye düşündü.

Akşam olduğunda davete gitti veeee o çok sevdiği çilekli milföy pastası masanın orta yerinde ona bakıyordu.

“O kadar pasta varken, neden çilekli milföy, nedennn ?”

Bir taraftan pastanın görüntüsü bir taraftan iç sesi;

“İnce bir dilimden bir şey olmaz, ye yine devam edersin, ayıp olur şimdi.” 

“İnce bir dilim alayım canım ben, diyetteyim de.”

“Bütün malzemeler özel seçiliyor, enfes bir şey. Emin misin?”

“Sen de tam diyete girecek günü bulmuşsun.”

“Üff gerçekten tadı damağımda kaldı.”

“İnce bir dilim daha kesiyorum o halde.”

“Kes tamam. Battı balık yan gider...Pazartesiler torbaya mı girdi canım? Bir sonraki pazartesi başlarım, ver bi dilim daha!”

“Tamam artık bu son. Haftaya kesin başlıyorum.” Diyerek kim bilir kaçıncı söz verilir.

Veeee yine bir pazartesi, yeni bir erteleme… 

Aysun’un bütün hayatı pazartesi başlayan diyet kararlarının kısır döngüsüyle geçmişti. Erteledikçe erteliyor, yarım bırakıyor, bir süre sonra da artık hiç yapamaz hale geliyordu.

Erteleme!

•  Neden kararı aldığımız anda başlayamayız? 

• Neden pazartesi salı ya da perşembe olmaz ?

• İnsan kendini olumsuz etkileyen, iyi gelmeyen şeylere neden devam eder?

Bu kısır döngünün bir sebebi olmalı.

Sağlığı olumsuz etkileniyor. Yokluğuna dayanamadığı şeylerden artık tamamen vazgeçmesi gerekiyordu.  Şık elbiselerin içine girme hayali ile başlanan diyet maceraları artık zorunlu hale gelmişti.

İnsan hayatında hedeflerine ulaşmak istiyorsa, karar verdiği an harekete geçmeli!

Bu aynı ok atmaya benzer, yayı gerdiğinde insan uzun süre öyle kalamaz. Her geçen süre insanda gerginlik yapar. 

Her Karar Bir Vazgeçiştir 

Bir şey yapmaya karar vermesi demek, insanın yapması gerekenlerin dışındakileri yapmamak için de çaba harcayıp mücadele etmesi demektir. Yani bir şeyi yapmaya karar vermek aynı zamanda bir şeyleri de yapmamaya karar vermek demektir.  Bir tarafta yapılması gerekenler bir tarafta da sakınılması gerekenler olur. Bunu anlayıp karar verdiysen de hemen harekete geçmelisin.

Karardan sonra hemen eyleme geçenler başarıya giden yolda açık ara önde olmayı hak edenlerdir.

Önde olanlar, eyleme geçtikten sonra o hedef için ısrar edenler ve sakınanlardır.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

İlişkilerde Ustalık