Erguvanlar usulca tomurcuklanmaya başladığında, nenemin yüreğinde de bahar uyanırdı. Güneşin ilk ışıltısı yüzüne vurduğunda, gözlerinde pırıltılar belirir, içi kıpır kıpır olurdu. Dedemin ardından bizimle yaşamaya başlamıştı ama onun kalbi hep köyünün topraklarında atardı. Şehirde kaldığı günler boyunca bir yandan soframıza bereket getirir, bir yandan cemreleri sayardı. Çünkü bilirdi; cemre düştü mü, toprağın da gönlün de kilidi açılır.
O sabah da
öyle oldu. Gün yeni doğmuştu ki nenem çoktan uyanmış, valizini kapının önüne
koymuştu. Üzerinde en sevdiği yazma, gözlerinde çocukça bir heyecan vardı.
“Cemreler düştü, erguvanlar açtı. Haydi çocuklar, yer sofrasında köy kahvaltısı
zamanı!” dedi, sesi sabah kuşları gibi neşeliydi.
Emir büyük
yerden gelmişti; biz de hiç itiraz etmeden toparlandık. Nenemin duaları
eşliğinde, ilkbaharın taze kokusu sinmiş bir sabah yolculuğuna çıktık. Yol boyu
sohbeti içimizi ısıttı.
Köye
vardığımızda nenemin mutluluğu toprağa bile geçmiş gibiydi. Ayaklarının altı
sevinçle yere değiyor, gözleri bahçede dolaşıyordu. Hemen ne nereye ekilecek,
hangi çiçek hangi köşeye yakışacak diye düşünmeye başladı. Bahçede çuha
çiçekleri, sümbüller ve erguvanlar birer birer açmış, doğa rengârenk bir şölene
bürünmüştü. Doğa, baharın en güzel gösterisini sergiliyordu.
Nenem, bir
ağacın gölgesine oturduğunda biz etrafına toplandık. Her baharda olduğu gibi, o
da doğayı anlatmaya başladı, ama bu kez sesi daha derindi:
“Sırasıyla
düşen cemreler, baharın ilk işaretleridir. Peşinden güneşin yüzünü
göstermesiyle beraber, erguvanlar, rengarenk açan çuha çiçekleri, baharın
insanın içini ısıtan yaptığı ilk sunumdur çocuklar. Bizim de başımıza bir şey
gelmeden önce tıpkı cemreler, çuhalar ve erguvanlar gibi işaretler verir hayat.
Eğer o işaretleri okuyabilirseniz, daha öngörülü ve tedbirli olabilirsiniz.
Güneş nasıl doğayı ısıtıyorsa, siz de insanları ısıtın. Faydalı olun, ışık
olun. İnsanlara güneş gibi doğun.”
O an baharın
yalnızca doğaya değil, ruhumuza da geldiğini fark ettik. Ve o an fark ettik ki,
nenem yalnızca toprağı değil, kalplerimizi de sevgiyle yeşertiyordu.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
15 Yorumlar
Meliha T.
YanıtlaSilMeliha T.
YanıtlaSilNenemizden deneyim transferi 😊
YanıtlaSilDoğanın bir parçası olduğumuzu unutmamak, bütünün parçası olduğumuzu hatırlamak ve birbirimize iyi geldiğimiz sürece hayat daha güzel değil mi ? Elinize sağlık...
YanıtlaSilHayat bize işaretleri hep verir cemrenin baharın işaretçisi olduğu gibi. İşaretleri gören insanlar daha mutlu ve başarılı olur, hayatımıza hep baharın işaretçileri gelsin inşallah 🌸
YanıtlaSilİnsanın kalbine cemre düşüren olabilmek ne kadar yüce ve kıskanılası bir duygu..
YanıtlaSilGerçektende cemreler düşüp güneş yüzünü göstermeye başladığında ,bizimde kalbimiz ısınıyor ,yüzümüzde çiçekler açıyor. Hayattımızdada zor günlerin ardından hep bahar gelmiyor mu?
YanıtlaSilElinize sağlık .. Baharı nasıl güzel anlatmissiniz .. Bizlerinde baharı hep güzel işaretler verir inşallah..
YanıtlaSilBahar geldi hoşgeldi:)
YanıtlaSilBahar sadece doğaya değil, insanın yüreğine de düşer, demek ki ozaman hoşgelmiş bahar :)
YanıtlaSilDoğa da insana benziyor.. İnsan da doğaya benziyor. İnsanın ilişiğinde olanları anlaması ne güzel...
YanıtlaSilFayda veren insanın girdiği ortamı aydınlatması ne güzel...
YanıtlaSilgüneş nasıl doğayı ısıtıyorsa siz de insanları ısıtın...ne güzel bir cümle... insanların baharı olalım inşAllah...
YanıtlaSilEtrafında ilk cemre olmak ...
YanıtlaSilÇevrendekilere baharın tadını getiren olmak ...
Yokluğu değerli olmak...
Sanırım tüm bunlar için hayata ve sahneye uyumlu olmaktan geçer...
Baharın işaretleri olduğu gibi hayatında bize verdiği mesajlar var. O mesajları doğru okuyabildiğimizde tedbir alabiliriz öyle değil mi?
YanıtlaSil